Yine elimden düşüremediğim bir
Judith kitabı bitirdim. Harikaydı tek kelimeyle.
Alexandra, Morsham köyünde annesi
ve dedesiyle yaşayan, babasını yılda iki-üç defa görebilen, büyükbabasının
yetiştirdiği 17 yaşında bir genç kızdır. Dedesini kaybettikten sonra henüz 14
yaşındayken ailenin bütün yükünü bu küçük kız üstlenmek zorunda kalır. Bir gece,
dedesinin emektar atıyla arkadaşının doğum gününden dönerken ormandan gelen anlaşılmaz
sesler duyar ve sonra kendini haydutların arasında bulur. Haydutların silah
doğrulttukları kişi Hawthorne Dükü Jordan Townsende’dir. Alexandra, Jordan’ın
hayatını kurtarır ve bundan sonra kader ağlarını örmeye başlar.
Yorumumu, kitapta hoşuma giden
bir sözle bitirmek istiyorum,
“Yalan, söylenen kişinin zekâsına
hakaret olduğu kadar, söyleyen kişinin ruhuna da hakarettir.”
J. McNaught'u ben de çok severim... bu türün en iyisidir bana göre...bu romanı da okumuştum ama çok oldu hayal meyal aklımda kalmış :)
YanıtlaSilYazarın kitaplarını severek okuyorum ve bence de türünün en iyisi. Bazen, aradan zaman geçince ayrıntıları hatırlayamıyor insan :)
SilBu kitabı okudum ama hiiiiiiiççç çıkaramadım konusunu yaa. Unutmuşum tamamen kitabı. :) Çok kızdım kendime şimdi.
YanıtlaSil:))) Bazen bana da öyle oluyor. Unutuyorum ya da kitapların konusunu karıştırıyorum :)
Sil