Nazım Hikmet bir şiirinde mavi
gözlü devin ve minicik kadının hikayesini anlatır. M. Sadık Öke “ her ne kadar
kendi eşine yazdığı iddia edilse de aslında onu Latife Hanım için yazmıştır.”
diye ifade ediyor. İşte, o şiir…
O mavi gözlü bir devdi,
Minnacık bir kadın sevdi,
Kadının hayali minnacık bir evdi,
bahçesinde ebruli,
hanımeli,
açan bir ev.
Bir dev gibi seviyordu dev.
Ve elleri öyle büyük işler için
hazırlanmıştı ki devin,
yapamazdı yapısını,
yapamazdı kapısını,
bahçesinde ebruli
hanımeli,
açan evin.
Nazım Hikmet
Kitap, Fatih Bayhan’ın Latife Hanım’ın
yeğeni Mehmet Sadık Öke’ye sorduğu sorulardan ve cevaplardan oluşuyor. Atatürk
ve Latife Hanım’ın hayatlarını farklı bir açıdan anlatarak bilinmeyenlere ışık
tutuyor Teyzem Latife. Minnacık kadınla mavi gözlü devin saklı kalmış hikâyelerine
Latife Hanım’ın cephesinden bakan sürükleyici bir kitap…
"Teyzem Latife, Mustafa
Kemal ile karşılıklı olarak birbirlerine verdikleri söz gereği hiç konuşmadı.
Ancak o dönemde zaten bir kadının boşanmadan sonra konuşması ailemizde olmayan
bir şeydi, ayrıca bu sözü de verdiği için hiçbir şekilde konuşmadı. Aile de,
aslında onun vermiş olduğu bu sözü onurlandırarak bir vasiyet bildi, bu sebeple
onlar da konuşmadı. Ancak Latife teyzemin Mustafa Kemali, evliliğini, kocasını
korumak için vermiş olduğu sözü tutması o zaman için Paşayı korumuş olabilir
ama bugün artık korumuyor. Çünkü o kadar çok yanlış fikir, yanlış bilgi var ki,
bugün artık bazı şeyleri konuşmak lazım. Latife teyzemin hayatı gizli, saklı
bir şey değil. Nereye gittiği, ne yaptığı belli fakat yorumlamalar o kadar
yanlış ki, bunlar hakkında yanlış bilinenleri açıklamayı bir görev olarak
görüyor ve bir borç olarak biliyorum." Mehmet Sadık Öke.