Serinin ilk kitabında, İskoç muhafız alayı güç koşullarda imkânsız
görünen görevlerin yerine getirilmesi için kurulmuştu. Robert Bruce, farklı
klanlardan en iyi savaşçıları teker teker seçmiş ve onlardan ortak bir amaç
için seçkin bir savaş gücü oluşturmuştu. Amaçları İskoçya’yı İngilizlerin
boyunduruğundan kurtarmak, İskoç tacını Robert Bruce’a tekrar giydirmek. Kısacası
bu kitap, Bruce’un tacını geri kazanma savaşını ele alıyor. İlk kitap muhafız
alayının lideri Tor ile Christina’ın hikâyesiydi. Bu kitapta ise muhafız
alayının bir diğer üyesi, denizlerin fatihi, şahin lakaplı Eric ile Leydi
Ellie’nin hikâyesine tanık oluyoruz.
Ellie, yanlış zamanda yanlış yerde olduğu
için gizli bir görüşmeye şahit olur ve bunun sonucunda da Eric tarafından
tutsak alınır. Görüştüğü kişilerin kızı öldüreceklerini bildiğinden Eric,
Ellie’nin hayatını kurtarmak için onu kaçırır. İngilizlere yapılacak saldırılar planlanırken Eric, Ellie ve
adamlarıyla birlikte daha önce kendisine ait olan bir adada gizlenir. Ellie ve
Eric gerçek kimliklerini birbirlerine söylemezler. Ellie, Eric’i korsan olarak
bilirken kendini de çocuk bakıcısı olarak tanıtır. Kız, Eric’i ilk gördüğünde
kusursuz yakışıklılığından çok etkilenir. Eric’e göre ise kız güzel bile
değildir ancak davranışları ve konuşmalarıyla diğer kadınlardan farklıdır. Bu
farklılık ikilinin ilişkilerini nasıl etkileyecek acaba? Kitabın konusuna ait
bu kadar bilgi yeterli sanırım. Hemen kitapla ilgili düşüncelerime geçiyorum.
Harika bir kitap okudum, birinci kitabı kesinlikle aratmadı
hatta bir üst seviyede benim için.
Bundan sonra Monica McCarty de favori yazarlarım arasında olacak. Eğer
orta çağ döneminde İskoçları anlatan kitapları okumayı seviyorsanız bu seriyi
de listenize eklemeyi unutmayınJ