En Çok Beni Sev - Julia Quinn

Bridgerton serisinin ikinci kitabını da gülümseyerek okudum. Daha ilk sayfadan alıyor sizi kitap ve 18. yüzyılın Londra’sının balo salonlarında leydilerin, lordların eğlenceli dünyasının içinde buluveriyorsunuz kendinizi.

İlk kitap Yüreğe Söz Geçmiyor’da, ailenin en büyük kızı Daphne’i okumuştuk. Şimdi de sekiz kardeşin en büyüğü Anthony’nin serüvenini anlatmış yazar. Bu serüven, Anthony’nin evlenmeye karar vermesiyle başlıyor. Ancak hiç de iyi bir üne sahip olmayan bu gözde bekârın kendisine uygun eş adayını ararken başına gelenler oldukça sürükleyici bir dille anlatılmış.

Biraz gülümsemek istiyorsanız Bridgerton serisini mutlaka okumalısınız :)

 

Read More »

Kitap Alışverişi-15

 

Markete gittiğimde önceliğim kitap reyonuna bakmak oluyor. Almak istediklerimi görünce de fırsatı kaçırmıyorum.

 

 

Tarryn Fisher’in kitaplarını uzun zamandır istiyordum. Carrefour’da gördüm bu iki güzel kitabı. 8 lira diye sepete atmışlar. Bu arada kitapların sepetlere atılmasına çok kızıyorum. Ucuz diye mi değersiz oluyor anlamıyorum. Sepette zarar görüyorlar. Çoğunun kapakları kıvrılmış veya yırtılmış oluyor.

Kurtlara Söyle Eve Döndüm kitabı, çoğu bloger tarafından beğenilen bir kitap… Almayı istiyordum, 5 liraydı ve kaçırılmazdı.

Başka Topraklarda Rüzgâr Sert Eser ise daha önce rastladığım bir kitaptı ama yorumlarını bilmiyorum. O da 3 lira olunca kaçmadı tabii.

Umuda Uyandığım Gün, arka kapak yazısını okuyup aldığım bir kitap… Umarım güzeldir.

Gül Ağacı Sokağı’nı da seri tamamlamak için aldım. Debbie’nin kitaplarına henüz başlayamadım. Bazı seriler tamamlanmadan yeni seri başlatmak istemiyorum. Yeni kitaplar aldıkça serilerin arasında başka kitaplar okuyorum. O zaman da serilerde arayı çok açıyorum.
 

Read More »

Ya Öyle Olsaydı? (Mim # 15)

Kristal Kitap mimlemişti beni ancak şimdi yapabildim. Aslında mimlendiğimde bekletmeyi sevmiyorum, aklımda duruyor ama bunu beklettim bir süre. Mimi yapanların çoğunu zorlayan bir etkinlik olmuş. Ben de bu zor soruları yanıtlamaya başlıyorum şimdi J

1) Ömrünüzün sonuna dek tek bir yazar okuyabilecek olsaydınız, bu kim olurdu?

2) Issız bir adaya gidecek ve yanınıza sadece üç kitap alabilecek olsaydınız, bu üç kitap hangileri olurdu? 

 

Issız bir adada yanıma alacağım kitaplar, okurken gülümseten eğlenceli kitaplar olsun. O yüzden şu anda da ikinci kitabını okuduğum, Bridgerton Serisi’nden üç kitap seçerdim.

 

3) Bundan sonraki hayatınızı bir kitap karakteri olarak yaşayacak olsaydınız -birebir aynı şekilde- hangi karakterin yerine geçmek isterdiniz?

 

Özel güçlerim olsa güzel olurdu, uçmak gibi… Duman ve Kemiğin Kızı’ndaki Karou karakterinin yerine geçmek isterdim.

 

4) Bu soru da oldukça hoşuma giden bir soru oldu. Kitaplardaki üç kadın ve üç erkek karakteri, başka kitaplardaki karakterler ile değiştirseydiniz; seçimleriniz nasıl olurdu?

 

Aslında karakterleri değiştirmek eğlenceli olabilir. Şu anda aklıma gelen iki karakteri değiştirsek nasıl olur ki! Duman ve Kemiğin Kızı’ndaki meleğimiz Akiva ile Alacakaranlık’taki vampir Edward yer değiştirsin. Bir örnek yeterli olsun artık.

 

5) Okuduğun kitaplardaki karakterlerden biri ile bir gün geçirme şansın olsa, kimi seçerdin?

Yaptığım mimleri okuyanlar son zamanlarda hayranı olduğum karakterin kim olduğunu bilirler. Barrons diyeceğim ama ‘yeteeeeer’ diye bağırdığınızı duyar gibiyim J Bence de yeter… Virgin River serisinin Aşk Yeniden kitabındaki Jack ile romantik bir gün fena olmaz J 

Ben geç yaptığım ve çoğu kişinin yaptığını düşündüğüm için kimseyi mimlemiyorum. Hala yapmayan varsa yapmayanları mimliyorum.

 

 

Read More »

Bir Dilek Kadar Yakın - Barbara Freethy

Yazarın, Geceye Fısıldanan Dilekler kitabından sonra bu kitabını da beğenerek okudum. Ve yine kapak tasarımı çok güzel…

Kısaca konusundan bahsetmek istiyorum. Aalexa ve Braden on yaşından beri birbirlerini tanıyorlardı. Alexa, her yıl yaz tatillerinde Sand Harbor’da yaşayan halasının yanına geliyordu. Braden ise Sand Harbor’da yaşıyordu. Her sabah bisikletleriyle çıkıp bu şirin kasabadaki kumsalı keşfediyorlardı. Alexa, kumsalda deniz camları arıyordu. Cam tasarımcısı olup bulduğu deniz camlarını cam eşyalara dönüştürme hayali vardı. Yine kumsalda dolaştıkları bir gün mavi bir cam şişe bulurlar. Alexa, şişenin sihirli olduğuna inanmak ister ve birlikte dilek tutarlar. 12 yaşındayken geçirdikleri bu son yaz tatilinden 15 yıl sonra tekrar bir araya gelirler. Aradan geçen zaman hayatlarında birçok şeyi değiştirmiş olsa da yıllar önce mavi cam şişeye fısıldadıkları dilekleri gerçekleşecek mi acaba. Bu güzel aşk hikâyesinde Alexa ve Braden’in dileklerini merak ediyorsanız bu kitabı bir an önce okumalısınız.

Read More »

Kader Ağları - Shannon Drake

İlk 50 sayfa biraz karışıktı. Yazar, karakterlerin soyları ile ilgili ayrıntıya girince biraz tarihi bilgi niteliğinde olmuş kitap. Bir de sürekli kullanılan ‘aye’ kelimesi var ki onun ne olduğunu anlayamadım. Zaman zaman ‘evet’ anlamı veriyor olsa da ‘evet’ kelimesi zaten kullanılmış kitapta. Çok sık kullanıldığı için rahatsız etti beni. Ayrıca anlatım bozuklukları ve yazım hatalarına da sık sık rastladım. Ancak tüm bunlar kitabı sevmeme engel olmadı. Kitabın, 1200’lü yılların İskoçya’sında Vikingleri, İskoçları ve İngilizleri anlatan bir konusu var. Yazar, gerçek karakterlerin üzerine kurgulamış kitabı. O yüzden aralarda verilen tarihsel anlatımlarda biraz sıkıldım. Waryk, Kral David’in şövalyesi, Mellyora ise vaftiz çocuğudur. Mellyora, annesinden sonra babasını da kaybedince yaşadığı adadaki toprakları yönetmeye başlar. Ancak adanın yönetimini ele geçirmek isteyen Kral, Waryk ile Mellyora’nın evlenmesine karar verir. Bu evliliğe karşı çıkan Mellyora’nın mücadelesini, Waryk ile atışmalarını çok eğlenceli bir şekilde aktarmış yazar. Okuduğunuza pişman olmayacağınız bu tarihi romansı tavsiye ediyorum.

Read More »

Hayalimdeki Kütüphane (Mim # 14)

Bir kütüphaneye sahip olmak, kitapları seven herkesin hayalidir diye düşünüyorum. Bu güzel etkinlik için mimlemiş beni sevgili Kristal Kitap. Teşekkürler... Ve bloğumdaki 100. yayınım çok anlamlı oldu.

 

Aslında hep bir kitap evi hayalim vardı. Bu etkinlik, hayalimi yazıya dökmemi sağladı. Şu yabancı filmlerde, cadde üzerinde bulunan, klasik tarzdaki dükkânları çok beğenirim hep. Benim kütüphanemin dışarıdan görüntüsü işte bu resimdeki gibi olmalı. Bayılırım yeni yılı karşıladığımız döneme, üstelik bir de kar varsa, daha ne isterim ki. Karla kaplı o soğuk sokağa, pencerelerden sarı ama mutlaka sarı ışık sızmalı. Neredeyse yere kadar inen pencerelerin altındaki duvar tuğla olmalı. Ben, iç mekândaki duvarlarda da ateş tuğlası görünümünü seviyorum.

Kitap okumayı çağrıştıran, neden hep yağmurlu hava ve bir fincan kahvedir? Böyle günlerde kitap okumak daha keyifli olduğu için sanırım. Ben de kütüphanemin camına vuran yağmur damlaları ya da lapa lapa yağan kar eşliğinde kitabımı okumak istiyorum. Dışarıdaki soğuğa inat içerisi sıcacık olmalı. Şöminenin titreşen ışığı altında bir elimde çayım, diğer elimde sihirli dünyam, kulaklarımda da odunların çıtırtısı ve derinden gelen müzik sesi...

 

Ve ben de Kristal kitap gibi kütüphanemi müzik sesi doldursun istiyorum.

 

 

Keman sesini çok seviyorum :)

 

Eğer bir gün, dumanını sert poyrazın savurduğu, içeriden sarı ışık ve müzik sesinin sızdığı, sıcacık bir kütüphane görürseniz bilin ki hayallerim gerçek olmuştur :)

Şimdiiii ben deee Patlayan Balonlar, Kitap Meltemi, Kitap Okuyan Solucan'ı mimliyorum ve hayallerindeki kütüphaneyi merak ediyorum

 

Read More »

Rüya Ateşi - Karen Marie Moning

 

Ateş serisinin bendeki son kitabını da okudum. Elimden geldiğince erteledim bitmesin diye. En azından alacak bir kitap daha var ama sonra ben de bekleyenler arasında olacağım. Dördüncü kitaptan itibaren serinin yayınevi Artemis. Daha önce kitabın çevirisiyle ilgili olumsuz yorumlar okudum diye mi bilmiyorum, kitabı okumaya başladığımda sanki okuduğumu anlamadım bir süre ve hep tekrar okudum cümleleri. Ah bir de Barrons’un Kitapları ve Baloncukları. Süs eşyaları olmuş baloncuk. Neden? Nereden çıktı bu boloncuklar? Ama neyse ki Rüya Ateşi’nde Barrons, diğer kitaplara göre biraz daha fazla çıktı ortaya. Vlane falan tutmuyor yerini.

Serinin okuduğum her kitabının sonunda hep ‘nasıl bir yerde bitti, çok merak ediyorum’ diyorum. Ama gerçekten öyle. Hatta bu durum her kitapta katlanarak devam ediyor. Nolur o, tahmin ettiğim kişi olmasın L Bu serinin bağımlısı mı oldum ne J

Orjinal kapağı ile yayınlansaydı çok daha güzel olurdu bence.

 

 

 

Read More »